30 Mart 2008

AYNA

Bir, iki, üç...işte yine aynı yerdesin
Ilık imgelerim orta yerinde
Yumuşak köpükler gibi
Yalnızlığın içindesin.

Baktığın aynanın içinden süzülen sensin...
Bak orda işte çocukluğun
Geçti gitti yanından koşarak
Kayboldu çocuksu yüzün...

Geri gelip, ilerlediğin yaşamından kalan tek şey bu
Solan, kaybolan, ağlamaklı suratın! (Queen)


ADSIZ

Söylerim ben yine,

Senin gibisi yok diye…

Dün yine seni düşündüm ben annem
Tıpkı bugün gibi yine cok güzeldi gözlerin…

Özlemlerin ardından sana geldim annem
Tıpkı bahar kadar güzeldi yine saçların…

Deniz kıyısına inip yürüdüm sonra
Kokusu senden güzel değildi ama
Yine de seni getirdi bana.
Senin kadar masum, senin gibi herkese anaydı belki de... (Queen)

YIDIZLARIN UÇUŞMASI

Yıldızların uçuşması bu
Bir kez daha yaşam dışı yaşam seansı
Umutluların umutlu aşkları
Çıkarsız sıralanışları
Kırık, dökük, dağınık parçacıkları
Bile bile sevilmeyeceklerini
Boşuna çırpınışları

Yıldızların uçuşması bu
Anlamaya gerek yok, yaşamaya da... (Queen)

FACEBOOK'TA DA BİR GRUBUMUZ VAR!


Sevgili Bilmişler, Facebook'ta rahatça bilmişlik yapabildiğimiz grubumuza sizleri de bekliyoruz!!! http://www.facebook.com/home.php#/group.php?gid=9973877158&ref=ts linkindeyiz...

28 Mart 2008

SERBEST BİLMİŞLİK ALANI

BLOGUN BU BÖLÜMÜ, HEPİMİZİN ÖZGÜRCE BİLMİŞLİK YAPABİLECEĞİ BİR CENNET!!! Kendinize bir rumuz belirleyin ve yazdıklarınızı ister ebrukal@gmail.com adresine yollayın yayımlayalım; ister "yorum" bölümüne her türlü bilmişliğinizi ekleyin... Dökün içinizi dışınızı=)

BİLMİŞ FIKRALAR

EVİN REİSİ
Adamın biri kitapçıya gider ve tezgahtara :- Evin Reisi Erkektir adli kitap var mı? diye sorar. Tezgahtar:- Maalesef beyefendi masal kitabı satmıyoruz.

HESAP ÖDEME
Çok güzel bir hatun azgın kasaba gitmiş.adama: Bifteğin kilosu kaç lira diyince abaza kasap : kilosu dudaktan bir öpücüktür ,demiş. Kızda: ben 10 kilo alayım bari demiş. Kasap gözler fıldır fıldır eti hazırlamış. Kıza uzatmış, hesabı istemiş. Kız kapıya yönelir ve babaannesine seslenerek: Babaanne hesabı öder misin?

RESMEN ŞİŞTİN!
Günün birinde adamla kadın evlenmişler.Gel zaman git zaman adamkendini iyice hovardalığa vurur,içki kumar vs...vs. Kadın bu duruma çok üzülür.... Neyse ki bizim sorhoş adam karısına birgün seslenerek.
- "Ya ammada şiştin sen ya resmen çamaşır makinası gibi oldun."der. Kadın kocasının bu yakıştırmasına çok üzülür. Adam yine birgün karısına:
- "Ya kadın oturduğun yeri göcertiyosun,banyodaki çamaşır makinası kadarda agarsın"der gülerek. Kadın yine başını eger önüne. Yine birgün adamla kadın yatakta yatarken, adamın canı sevişmek ister, karısına usulca sokularak seslenir.
- "Karıcım seni çok istiyorum"kadında çıt yok. Adam isteğini tekrarlar, kadın sonunda lafı patladır.
- "Off git işine be, ben şimdi ufacık yarım bir çorap için kocaman çamaşır makinasını çalıştıramam"


İŞTE KADIN ZEKASI
Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar.İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur.Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:"Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamıziçin bir işarettir" der.Müthiş heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir şaşkınlıkla."Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir.Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:"Sen içmeyecek misin?"Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim!"

KADINLIK!
Atlantik seferini yapmakta olan bir yolcu uçağı havada şiddetli bir fırtınaya yakalanır. Şiddetli yağmur, gökgürültüsü ve şimşekler derken uçak dengesini kaybetmeye başlar. Yolcular feryat etmektedir.Herkes artık uçağın düşmek üzere olduğundan ve son dakikalarını yaşadıklarından emindir.Uçak bir kez daha sarsılırken arka sıralardan bir kadın ayağa fırlar ve bağırır: -"Artık dayanamayacağım. Burada oturup koltuğa bağlı şekilde, bir hayvan gibi ölmeyi bekleyemem.Öleceksem, bari kadınlığımı hissederek öleyim. Aranızda bana kadınlığımı son bir kez tattıracak bir erkek var mı?" Ön sıralardan bir el kalkar ve kadın ele doğru yürür.Kadın yaklaşırken, adam da üstündeki gömleği çıkarır.Fırtınadan gidip gelen ışık aralarında kadın,erkeğin kaslı,üçgen vücudunu seçer. Sonra erkek ayağa kalkar ve kadının tam önünde durur ve:-"Ölmeden önce sana kadınlığını ben tattırabilirim.Hala istiyor musun?" der.Kadın bir erkeğin vücuduna, bir gözlerinin içine bakar ve hevesle: -"Evet, istiyorum" diye cevap verir.Bunun üzerine erkek elindeki gömleği kadına uzatır veşöyle der: -"Pekala, öyleyse şunu ütüle bakalım!"

TAVIR
Yeni evli genc cift, dugun gecesi balayi suitlerine cikmişlar.. yataga girmek icin hazirlanirken genc adam pantalonunu cikarip kadinin onune ativermiş: - şunu bi giysene....? Kadin giymeye calişmiş ama pantalon kadina en az 2 beden buyuk, tabi giyememiş.. - "olmuyor işte, ben senin pantalonunu nasil giyeyim..." demiş... Bunun uzerine adam siritmiş: - "Evvet işte anlaman gereken budur karicim, sen benim pantalonumu giyemezsin ve benim yerime evin reisi olamazsin." Kadin bunun uzerine adama bakmiş bakmiş, sonra cikarmiş kulodunu adamin suratina firlatmiş: - "Sen şunu bi giysene." Adam kadinin minicik kulodunu giymeye calişmiş ama dizlerine kadar bile çekememiş, "ben bunun icine giremem" diye soylenmiş. Bunun uzerine kadin - "evvet işte anlaman gereken budur kocaciim, giremezsin." demiş "ve az onceki tavrin degişene kadar da hayatta giremeyeceksin."

27 Mart 2008

BİLMİŞ KARİKATÜRLER



Kadın zarafeti (!)

Ay şeker yaaa=)

Hehe tipik haller=)


Görüntüde dünyayı yöneten erkekler; ama aslında erkeği de dünyanın yükünü de sırtlayan KADIN!

Sözde (NA)mus kavramı (NA)mlusunu kadına çevirmiş!

HEHE=) Söz meclisten dışarı!!!


AHTAPOT KADINLAR, Ayşe Giraud

İşte bir bilmiş kitabı... İçinde kendimizi bulacağız çoğumuz...
Sen de bir ahtapot kadın mısın (?)

Eskiden kadının görevi sadece evi ve çocuklarıyla ilgilenmekti. İstisnalar dışında, kocasının hali vakti yerinde olan kadın evinin kadını olurdu. Oysa şimdi, çalışmazsak sosyal olarak bir hiçiz. Sadece çalışmak da yetmiyor. Hayatın stresiyle başa çıkabilmek, sağlıklı yaşayabilmek için spor yapmak, hatta hobilere zaman ayırmak da gerekiyor... Üstelik onları da iyi yapmamız bekleniyor.Dengeli ve sağlıklı beslenmenin önemini bilen anneler olarak çocukları doyurmak da yetmiyor. Doğal kaynaklı ev yemekleri hazırlayabilmek için çok programlı olmamız gerekiyor. Artık öyle annelerimiz gibi "biraz toplu" da olamıyoruz. Parlak sayfaların üzerindeki manken kızlar aracılığıyla, sürekli onlar kadar zayıf olmamız gerektiği hatırlatılıyor. Ne yediğimiz de belli değil artık... Renkli paketler içinde yutturulan gereksiz şeker, tuz, kötü yağ ve katkı maddeleri eklenmiş yiyecekleri "Ne kadar kolay, hazır" diye sevinçle alıp tüketiyoruz.Bakımlı olmak, modayı takip etmek, yeni açılan mekânları bilmek, en son çıkan kitaplardan, filmlerden haberdar olmak, mümkünse tiyatro, konser ve sergilere de gitmek gerekiyor. İyi anne, iyi ev kadını olmaya çalışmanın yanı sıra iyi sevgili olmayı da unutmamak gerekiyor. Siz de bunların hepsini yapmaya çalışan o `Ahtapot Kadınlar`dan biriyseniz, bu kitapta hayatınızı kolaylaştıracak çok şey bulacaksınız... (195 Sayfa / Ahtapot Kadınlar / Ayşe Giraud / Sistem Yayıncılık / Kadın Psikolojisi Dizisi




YAŞLANIYOR MUYUM NE?, Nora Ephron

Harika bir bilmiş kitabı... Kendimizden bir şeyler bulup bıyık altında gülmemek imkansız gibi=)


Boyundaki kırışıklıkların fark edilmesiyle başlayan yaşlanma sürecini kendi şaşırtıcı espri anlayışı ve samimi üslubuyla ele alan Nora Ephron, gelgitlerini, ironik izlenimlerini ve başından geçen hikayeleri bizlerle paylaşıyor."Nora Ephron en orijinal senaryo dalında Oscar ödülü alan When Harry Met Sally..., Silkwood ve kendi yönettiği Sleepless in Seattle, You've Got Mail filmlerinin senaryo yazandır. Aynca, Deli Salata, Yürek Acısı, Hayali Arkadaşlar ve Çizmek Çizmek kitaplarının da yazarıdır.Nora Ephron'un mizah yeteneği yazdığı 12 senaryonun 3'ünün Oscar alması ile kanıtlanmıştır.Bir solukta okuyacağınız kitap Ephron'un muhteşem ve komik kişiliğini yansıtan en son eseri."The Washington Post



BÜTÜN KADINLAR CADIDIR, Cassandra Eason

İşte tam bize göre bir kitap! Yalnızca biz cadılara mahsus hazır olun!!!


Bütün kadınlar özeldir... Bütün kadınlar sezgisel bir güçle doğarlar. Ancak gerek toplumsal koşullanmalar, gerek sosyal hayatın onlara biçtiği rol, gerekse günlük hayatın zorlukları, onların bu sezgisel güçlerinin üzerini örter, görünmez hale getirir. Çoğu zaman kendileri bile bu gücün farkında olmadan yaşarlar. Cassandra Eilson, " Bütün Kadınlar Cadıdır " adlı bu kitabında, modern kadının sezgisel ve majik güçlerini ortaya çıkartabilmesi için pratik uygulanabilir bilgiler vermektedir. Bı kitap sadece kadınlara özeldir.. Ve bu kitap, Engizisyon Mahkemeleri'nde " Cadıdır!" diye yakılan kadınlara ithaf edilmiştir.

TIFFANY'DE KAHVALTI (Breakfast at Tiffany's)



İşte tam bir bilmiş filmi... Olağanüstü zarafeti ve saflığıyla Holly... Eşsiz müziği: Moon River... Aşk, kararlılık, kedi... Yağmur altındaki unutulmaz öpüşme... Kız kıza toplandığınız bir gecede şaraplarınızı yudumlayıp iç çeke çeke izleyebileceğiniz bir klasik! Gerisi bu siyah - beyaz şölende:


Yapım : 1961, ABD
Tür :
Dram / Komedi / Romantik
Yönetmen :
Blake Edwards
Senaryo :
George Axelrod, Truman Capote (Kitap)
Oyuncular :
Audrey Hepburn, George Peppard, Patricia Neal, Buddy Ebsen
Yapımcı :
Martin Jurow, Richard Shepherd
Görüntü Yönetmeni :
Franz Planer
Müzik :
Henry Mancini

Amerikalı yazar Capote'nin en meşhur kitabından Blake Edwards'ın sinemaya uyarladığı "Tiffany'de Kahvaltı"da Audrey Hepburn'ü, zengin erkeklere para karşılığı eskortluk yapan Holly Golighty rolünde izliyoruz.Özgür ruhlu bir tatlı kaçık olan genç kadın, 60'ların New York'unda şehrin en zengin erkeklerini kendine aşık eder ve hiç bitmeyecek bir partinin deyim yerindeyse tam ortasında dururken, arasıra su yüzüne çıkan hüznü üzerinde durmadan taşıyor.Hüzünlü biten gecelerin sabahında şehrin gözalıcı mücevher dükkanı Tiffay vitrini önünde "kahvaltı eden" Holly, yine böyle bir sabahın devamında yeni komşusu Paul Varjak (George Peppard) ile tanışıyor ve aralarında platonik bir aşk başlıyor.Holly, her hafta ünlü bir mafya babasını bir hapishane olan Sing Sing'de ziyaret edip farkında olmadan şifreli mesajları taşıyorken Paul de zengin ve yaşlı bir kadının "sponsorluğu"nda rahat bir yaşam sürüyor. İkilinin birbirleriyle yaptıkları "pencere ziyaretleri", aynı binada yaşayan Çinli ile yaşanan bitmeyen "gag"lar, filmin unutulmaz müzikleri ve Hepburn'ün tiril tiril eşsiz zerafeti filmin soslarından sadece biri...


ŞIPSEVDİ (Heartbreak Kid)

Ve sizleri gülmekten kırıp geçirecek bir komedi... Kız kıza izleyin, tadına varın=)

Romantik / Dram / Komedi
Yönetmen : Bobby Farrelly&nbsp, Peter Farrelly Senaryo:Scot Armstrong,Leslie Dixon
Görüntü Yönetmeni:Matthew F.Leonetti Yapım :2007, ABD
Oyuncular: Ben Stiller (Eddie Cantrow)
Michelle Monaghan (Miranda)
Jerry Stiller (Doc)
Malin Akerman (Lila)
Carlos Mencia (Tito Amca)
Rob Corddry (Mac)
Stephanie Courtney (Gayla)
Ali Hillis (Jodi)


"Ah Mary Vah Mary" Filmini Hazırlayan Ekipten""Çok arsız bir komedi!"Pete Hammond, MAXIM"Ben Stiller'ın en komik filmi!"Pete Hammond, MAXIMArtık 40 yaşına gelmiş müzmin bir bekar olan Eddie (Ben Stiller) sonunda güzel ve seksi Lila'ya (Malin Akerman) "Evet" der. Ne zaman ki balayı için Mexico'ya giderler Eddie rüyalarındaki kadının gittikçe kabuslarındaki kadına dönüşmeye başladığını fark eder. Hayatı boyunca kaçtığı herşey şimdi gelip onu bulmuştur. Farrelly Kardeşlerden sizi kahkahalara boğacak bir "erkek kadınla tanışır" filmi. Sakın kaçırmayın!Özel Seçenekler:" Farrelly Kardeşler'den Film Boyunca Yorumlar" Farrelly Kardeşler: Fransız Geleneği" Ben ve Jerry" Şıpsevdi Cadılar Bayramı" Yumurta Savaşı" Komik Çekim Hataları" Silinmiş Sahneler.


NOT DEFTERİ (The Notebook)

Hala izlemediysen ve romantizm yaşam biçiminse bu film tam senin gibi bir bilmişe göre=)


Romantik / Dram
Yönetmen : Nick Cassavetes
Senaryo : Jan Sardi , Jeremy Leven
Görüntü Yönetmeni : Robert Fraisse
Müzik : Aaron Zigman
Yapım :2004, ABD, 115 dk.
Oyuncular: Ryan Gosling (Noah Calhoun)
Rachel McAdams (Allie)
James Garner (Duke)
Gena Rowlands (Allie Calhoun)
James Marsden (Lon Hammond)
Sam Shepard (Frank Calhoun)
David Thornton (John Hamilton)
Joan Allen (Anne Hamilton)
Kevin Connolly (Fin)


Büyük bir aşk yaşayan Allie ve Noah birlikte rüya gibi bir yaz geçirirler. II.Dünya Savaşı'nın kızıştığı bir dönemde hayat, aşıkları ayırıverir. Sevdiği kızı aklından hiç çıkarmamış olan Noah savaştan döner. Oysa Allie gönüllü olarak çalıştığıhastanede tanıştığı Lon ile evlenmek üzeredir.

BİLMİŞ MAKARNA

Malzeme:
1 paket şekilli makarna:)
6 bardak su
2 çorba kaşığı sıvı yağ
4 diş sarımsak
2 çorba kaşığı salça
Tuz, pul biber, kuru fesleğen

Hazırlanışı:

Kaynayan suya biraz sıvı yağ ve tuz ekleyip makarnayı koyun. Haşlanan makarnayı süzgece alıp, tencerede sıvı yağ, dövülmüş sarımsak ve salçayı biraz kavurduktan sonra 2 çay bardağı su ekleyip kaynatın. Ardından pul biber ve fesleğeni de ekleyip birkaç kez çevirin. Makarnayı ekleyip bi güzel karıştırın.


Öneri: Yoğurtla servis çok hoş oluyor:)

Afiyet bal şeker olsun...


BİLMİŞ KEREVİZ SALATASI

Gerçekten çok pratik ve lezzetli bir meze...

Malzeme:

1 adet büyük kereviz (Yaklaşık 500 gr.)

1 Kase yoğurt (sulu olmayacak)

3 Çorba kaşığı mayonez

3 diş sarımsak

Limon

Dövülmüş Ceviz

Hazırlanışı:

Kerevizi biraz limon sıktığınız tabağa rendeleyin ve ardından tabaktaki limonla ovun. Ayrı bir tabakta sarımsaklı yoğurt ve mayonezi çırpar gibi karıştırın. Kerevizle yoğurtlu karışımı karıştırın biraz dövülmüş ceviz ekleyin. Üzerini pul biber ve cevizle süslerseniz harika olur=)

22 Mart 2008

HAFTASONLARINDAN NEFRET ETMEK

Evet evet, haftasonlarından nefret etmek.Hani herkesin iple çektiği şu güzide zaman diliminden söz ediyorum. Bütün haftanın yorgunluğunun atıldığı, doya doya gezilen, tozulan, eş, dost, aile ile vakit geçirilen, sabırsızlıkla beklenen o iki gün evet.

Herkes büyümeden önce ben de severdim o iki günü, terapikti, gevşekti, aynı zamanda eğlenceliydi...

Sonra tahsil hayatlarımız bitti.Kocaman adamlar, kocaman kadınlar olduk, büyük işlerin büyük koşuşturmacalarına daldık, daha doğrusu daldınız, bu bir biz hikayesi değil artık.Büyüdünüz, hem de rapunzelin saçları gibi öyle koca kulelerden uzayacak kadar akıllara zarar büyüdünüz. Önemliydi tabi zaman çok.Hele haftasonları!

Bütün oyun arkadaşları büyümüş biri olarak artık haftasonlarından nefret ediyorum tutanaklara geçsin lütfen! Oyunun ortasında topunu alıp eve dönen bütün badilerime selam olsun.Hiç bir haftasonunu sevgilisi, eşi ya da çocuğu olmadan geçiremeyen herkese, daha doğrusu 'hiç bir haftasonunu büyüyememiş eski dostlarıyla geçirmeyen mutlu insancıklar'la dolu şehre sevgiler selamlar...

Bu mühim iki günde kendimi sanatsal aktivitelere adasam, hala kırlarda zıplasam da içimde benim de büyüyen bir yerler olsa gerek diyorum kendime, beni haftasonlarından nefret ettiren, kırılgan bir yalnızlık yerleştiren gözlerimin orta yerine.Ya da haftanın en değerli zamanına saklanmıyor olduğunu bilmenin verdiği sessiz küsüş.

Evet farkındayım çok içli köfteyim bugünlerde...Mazur görün serzenişlerimi, küçüklüğüme verin a dostlar...

Herkese sevdikleriyle mutlu haftasonları ve sıcak kahveler diliyorum yetişemeyenler diyarından…